Suriye’nin geleceği, iç savaşın sonlarına yaklaşırken hala büyük bir belirsizlik taşıyor. Beşar Esad’ın rejimi, savaşın başından bu yana önemli bir direncin ve uluslararası desteklerin yardımıyla hayatta kalmayı başardı. Ancak Esad sonrası bir dönemin, Suriye’nin geleceği için önemli dönüm noktalarından biri olması bekleniyor. ABD’nin bu olasılıkla ilgili yaklaşımı, hem bölgesel hem de küresel politikalar açısından büyük önem taşıyor. Peki, Esad sonrası dönemde ABD’nin Suriye politikası nasıl şekillenecek?
ABD’nin Suriye’deki Mevcut Durumu ve Politikaları
ABD, Suriye iç savaşına müdahil olduktan sonra, özellikle Esad yönetimine karşı tutumunu net bir şekilde ortaya koymuştu. Ancak, ABD’nin bu tutumu zaman içinde değişiklik gösterdi. Donald Trump’ın başkanlık döneminde Suriye’deki Amerikan askerlerinin çekilmesi kararı, ABD’nin bölgedeki stratejisinde önemli bir değişiklik olarak kayıtlara geçti. Joe Biden’ın başkanlık dönemiyle birlikte ise, ABD, Suriye’deki mevcut durumla uyumlu olarak daha dengeli bir yaklaşım sergilemeyi tercih etti.
Amerika, Suriye’deki Kürt gruplarla işbirliği yaparken, Esad’a karşı daha sert politikalar uygulamaya devam etti. ABD’nin bu politikasında, bölgedeki terör örgütleriyle mücadele, İran’ın nüfuzunun engellenmesi ve Rusya’nın etkisini sınırlama hedefleri ön planda. Ancak Esad’ın güçlü bir şekilde iktidarda kalması, ABD’nin hedeflerine ulaşmasında bazı engeller oluşturdu. Esad sonrası bir dönemde, ABD’nin bu engelleri aşmak için yeni stratejiler geliştirmesi gerekebilir.
Esad Sonrası Suriye: ABD’nin Beklentileri
Esad sonrası dönemde ABD, Suriye’deki içsel ve bölgesel denklemleri yeniden şekillendirebilir. Suriye’nin yeniden yapılanması için uluslararası yardımlar, ABD’nin destekleyeceği bir süreç olabilir. Ancak, Esad sonrası dönemde Suriye’nin yönetimi, ABD’nin beklentileri doğrultusunda şekillenmeyebilir. Suriye’nin geleceğinde, İran’ın ve Rusya’nın etkisi devam edebilir, bu da ABD için önemli bir engel teşkil eder.
ABD, Esad sonrası dönemde, Suriye’de demokratik bir hükümetin kurulmasını ve hükümetin halkın iradesine dayalı olarak şekillenmesini isteyecektir. Bununla birlikte, bu hedefe ulaşmanın zorlukları ve Esad sonrası olası güç mücadeleleri, ABD’nin stratejisinde önemli bir belirsizlik yaratmaktadır. Suriye’nin yeniden inşasında, ABD, Batılı müttefikleriyle işbirliği yaparak, demokratik reformları teşvik etmek isteyebilir. Ancak, bu süreçte Rusya ve İran’ın karşıt tutumları, ABD’nin amacına ulaşmasını engelleyebilir.
Bölgesel Dinamikler ve ABD’nin Stratejisi
ABD, Esad sonrası Suriye’nin güvenliğini sağlamak adına, bölgedeki müttefikleriyle koordinasyon içinde hareket etmek zorunda kalacaktır. Bu noktada, Türkiye’nin Suriye politikaları, ABD’nin stratejisinde belirleyici bir rol oynayabilir. Türkiye, Esad rejiminin devrilmesini isteyen ülkeler arasında yer alırken, Suriye’nin kuzeyindeki Kürt gruplara yönelik de sıkı bir tutum sergiliyor. ABD, Suriye’nin geleceğinde, Türkiye ve Kürt gruplarla dengeli bir ilişki kurarak bölgesel güvenliği sağlamaya çalışacaktır.
Bölgesel denklemler ve Esad sonrası güç boşlukları, ABD’nin Suriye politikalarını yeniden şekillendirmesinde etkili olacaktır. Washington, Suriye’deki gücünü ve etkisini sürdürebilmek için, İran’ın nüfuzunu sınırlamayı ve Rusya’nın bölgedeki etkinliğini azaltmayı hedefleyecektir.
Sonuç
Esad sonrası dönemde, ABD’nin Suriye politikası, sadece iç savaşın sona ermesiyle değil, aynı zamanda bölgedeki güç dengesinin yeniden şekillenmesiyle de doğrudan bağlantılı olacaktır. ABD, bölgesel müttefikleriyle işbirliği yaparak, Esad’ın ardında kalacak güç boşluklarını doldurmak ve Suriye’nin geleceğinde daha fazla etkinlik sağlamak isteyecektir. Ancak, Esad sonrası bir dönemin Suriye’ye getireceği belirsizlikler ve bölgesel aktörlerin farklı çıkarları, ABD’nin stratejilerinde önemli zorluklar yaratabilir.